YIKILAN HAYATLAR
Projeyi Geliştiren Öğrenci: ZEYNEP SAYGILI - ESMA ECE ÇAKIR - NUR AKÇA
Proje Amacı:
yaptığımız üç boyutlu deprem maketi çalışması ile insanlarda bilinç oluşturmak ve farkındalık yaratmak. Depremzedelerin yaşadıkları duyguları, acıları daha ön plana çıkarıp empati kurmayı sağlayarak daha bilinçli önlemler almak, görülmeyeni görmek duyulmayanı duyurmak için bu çalışmayı oluşturulmuştur.
Projemizde doğal afetlerin insanlara verdiği maddi ve manevi zararları adında da geçtiği gibi yıkılan binalar ile birlikte yıkılan hayatlar ve hayalleri ele almak istedik. Son yıllarda ülkemizde gerçekleşen depremlerde yıkılan binaların asıl yıkılma sebepleri depremlerin şiddeti değil binaların dayanıksız oluşudur. Bu önlenebilecek sebeplerden dolayı binlerce masum insanın hayatı yıkık dökük tuğlalar arasında son buldu. Projemizde tuğlalar üzerinde yer alan küçük kız çocuğu depremde can veren insanların saflığını ve masumluğunu temsil etmektedir. Kız çocuğunun sırtının dönük olmasının sebebi yaşanan travmanın iç dünyada nasıl yankılandığıdır. Yüzünü göremeyiz çünkü o acı anlatılamaz yalnızca hissedilir. Küçük kızın elinden düşmek üzere olan parçalanmış oyuncak ayı ise çocukluğun yarım kalışını, güveni ve masumiyeti temsil etmektedir. O oyuncak ayı belkide kız çocuğunun son oyuncağıydı... Belki de enkaz altındaki kardeşine aitti... Projemiz sadece kaybettiklerimizi değil yaşayan ama sessizleşen çocukları gözyaşlarını içerisine akıtanları da anlatır. Tuğlaların yamuk ve boşluklardan oluşması binaların kalitesiz ve zemine uygun olmadan yapıldığını gösteriyor. Arka duvar kısmında yer alan ellerin tuttuğu melek kanatları kaybettiğimiz canlıların masumiyeti, özgürlüğün ve ruhaniyetim semboli olarak projeye anlam katıyor. Ellerin kanadı tutma sebebi çaresizlik içerisinde umut arayışı ve içsel bir çırpınışı ve kurtuluş isteğini anlatıyor. Melek kanadı arkasındaki süzülen ışıklar enkazın altında kalmış olan insanlarımızın az da olsa umudu ve hayat ışığını temsil etmektedir. Tuğlalar üzerinde oluşan ağlar günlerce çaresizlik içinde yaşama bağlanmayı sembolize eder.
